Mustafa
Kemal Atatürk, gerek Kurtuluş Savaşı sırasında gerekse Türkiye Cumhuriyeti
kurulduktan sonra çok sayıda yurt gezisine çıkmış ve büyük önem verdiği bu
gezileri yaşamı boyunca sürdürmüştür1. Amaçları ve gerçekleştikleri tarihler
dikkate alındığında bu geziler genel olarak Kurtuluş Savaşı ve Cumhuriyet
dönemi gezileri olmak üzere iki başlık altında incelenebilir. Türkiye
Cumhuriyeti Tarihi içinde önemli bir yere sahip olan bu gezilerin ciddi bir
şekilde araştırılması ve incelenmesi; ortaya çıkacak sonuçların ilgililerin
bilgisine sunulması gerekmektedir.
1923’ten önce
ya da diğer bir ifadeyle Kurtuluş Savaşı sırasında yapılan gezilerin amacı, bir
yandan Türk halkını yaşanan büyük sıkıntılardan ve karanlık gelecekten haberdar
etmek; diğer yandan yapılması gerekenler konusunda gerekli tedbirleri alarak,
onları verilecek olan zor ama onurlu ulusal mücadeleye hazırlamak olarak
özetlenebilir. 19 Mayıs 1919 tarihinde başlayan, bir süre sonra sivil nitelikli
olarak devam eden ve etkileri bakımından bütün Anadolu’yu içine alan bu
geziler, O’nun Samsun’a çıkışı ya da gönderilişini sağlayan resmi görevinin
tamamen dışında kalmış ve çok önceleri zihninde tasarladığı bir sistemi adım
adım gerçekleştirmeye yönelmiştir.2 Atatürk’ün bu konuyla ilgili sözleri
aşağıdaki şekildedir:
“…Bu önemli
kararın bütün gereklerini ve zorunluluklarını ilk gününde açıklamak ve söylemek
elbette yerinde olmazdı. Uygulamayı bir takım evrelere ayırmak ve olaylardan
yararlanarak ulusun duygu ve düşüncelerini hazırlamak ve adım adım ilerleyerek
amaca ulaşmaya çalışmak gerekiyordu. Nitekim öyle olmuştur. Ancak dokuz yılda
yaptıklarımız bir mantık dizisiyle düşünülürse, ilk günden bugüne dek
izlediğimiz genel gidişin, ilk kararın çizdiği çizgiden ve yöneldiği amaçtan
hiç ayrılmamış olduğu kendiliğinden anlaşılır.”3
1923’ten
sonra başlayan, yaşamı boyunca devam eden ve devlet başkanı sıfatıyla
gerçekleştirdiği gezilerin amacı ise, büyük sıkıntılar sonucu kurulan Laik
Türkiye Cumhuriyeti’nin bir an önce kurumlaşmasını tamamlayarak, çağdaşlaşma
yolunda hızla ilerlemesini sağlamaktır. Halkın ihtiyaçlarını yerinde tespit
ederek görüş alışverişinde bulunmak ve yapacağı devrimlerin altyapısını
oluşturarak benimsenmesini hızlandırmak bu gezilerin öne çıkan en önemli
yönleridir. Atatürk ilke ve inkılaplarının bütün dünyada hayretle karşılanacak
kadar kısa bir sürede benimsenmesi ve uygulanmasının temelinde bu yatmaktadır.
Büyük önder Atatürk’ün bu yönünün de mutlaka araştırılması ve elde edilen
sonuçların dikkate alınması gerekmektedir.
Bu yazıda,
örnek devlet adamı olarak Mustafa Kemal Atatürk’ün yurt gezilerinin birinde
yaptığı inceleme ve denetimler sırasında karşılaştığı önemli bir sorunu çözmek
için ortaya koyduğu tutum ve konuyla ilgili yazmış olduğu bir mektup üzerinde
duracağız. 1924 yılı sonbaharında gerçekleşen ve Karadeniz Bölgesi’ni kapsayan
bir yurt gezisinde yazılan bu mektup, O’nun üstün devlet adamı özelliğini
ortaya koymak bakımından önemlidir. 24 Eylül 1924 tarihinde Reis-i Cumhur
Mustafa Kemal Atatürk tarafından Başvekil İsmet Paşa’ya hitaben yazılan mektup,
yeni harflerle ve sadeleştirilmemiş haliyle aynen şöyledir:4
Tokat
26/27 Eylül 1340
26/27 Eylül 1340
Başvekil İsmet Paşa Hazretlerine
Tokat’da bulunduğum bir. gün zarfında hükümetin bütün şuubât idaresi bilhassa muhacirin işleri ile yakından meşgul oldum. Burada muhacirin vaziyeti şöyledir.
Muhacirlere henüz arazi verilmediğinden şikayet ettiler. Vali Bey arazi verildiğini fakat henüz verilen arazinin tahdit olunmadığını, fakat başlandığını söylüyor. Kendi fikrine henüz hane gösterilmemiş muhacirler de vardır. Ve bilhassa vilayetin kazalarında mesleksizlik yüzünden tehaddüs eden ahvalin daha feci olduğu oradan gelen muhacirler tarafından söylenmektedir. Ermeni emvali metruke bağlarının yerliler ve memurin elinde bulunmasından da şikayet olundu. Buradaki iskan müdürünün raporlarına itimaden yapılan muamelatın baştan nihayetine kadar şayanı itimad olmadığına hüküm olunabilir. Ankara’da Vekaletin umum muamelatını dinlediğim zaman çok memnun olmuştum. Meşhüdatım katiyen bunu tekzib edecek mahiyettedir. Bunlardan fazla Tokad İskan Müdürü’nün gözleri heman görmez, elleri titrek bir ihtiyar mütekaiddir. Adem-i vücudu vücudundan enfadır. Hiç olmazsa muhacirlerin ahvaliyle alakadar olacak, kazaları dolaşacak faal bir iskan müdüriyetine acilen ihtiyaç vardır. Fakat bu memur bir iki güne kadar gelip işe başlamalıdır. Samsun mıntıka müdürünün faal bir zat olduğu söyleniyor. Bizzat bu müdürün buraya gelip kazaları dolaşarak ifay-ı vazife etmesini emir buyurmanızı rica ederim. Müdür muavini Osman Bey müdüre vekaâlet edebilir. Bana verilen şikâyet istidalarını kaffesini gelecek olan müdür tarafından tedkik olunmak üzere burada Vali Bey’e bıraktım. İskan Vekâleti bütçesinde bu havaliye gönderilen muhacirinin iskanına kafi para yok mudur. Iskan-ı muhacirin meselesinin Başvekil tarafından tedvir ve bütün heyet-i vekile alakadar olmak lazım gelirken, koskoca kadrolu bir vekalet yapmış olmaktaki hata vahimen meydandadır. Bu nokta-i nazardan bütün muhacirin vaziyeti şimdiden tetkik buyurulursa meclisin içtimaında ilk teklif bu vekaletin kadrosunun lağvı olacaktır.
Reis-i Cumhur Gazi Mustafa Kemal5
Türkiye
Cumhuriyeti Devleti’nin ilk Cumhurbaşkanı Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e ait ve
Tokat’ta kaleme alınan bu mektup, O’nun ülke sorunlarıyla çok yakından
ilgilendiğini ortaya koyan önemli bir belgedir. İlk defa yayımladığımız bu
belge, Atatürk’ün Cumhuriyet dönemi yurt gezilerinin amaçlarını ortaya koymak
bakımından da dikkat çekicidir. Bu belgeden de açıkça anlaşıldığına göre; O,
sadece ülke sorunlarını tespit etmekle kalmamakta, aynı zamanda sorunların
çözümü için de somut öneriler ortaya koymaktadır. Bu, Atatürk’ün devlet
adamlığı bakımından ne kadar üstün niteliklere sahip olduğunu göstermektedir.
Kurtuluş
savaşı ve sonraki dönem, O’nun devlet adamlığı özelliklerinin bütün yönleriyle
ortaya çıktığı dönemlerdir.6 Büyük ve zor savaşın başarıyla sonuçlanması, barış
görüşmelerinin tamamlanması ve Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşundan devrimlerin
akla durgunluk verecek bir hızda gerçekleşmiş olmasına kadar her aşama, Büyük
Atatürk’ün örnek devlet adamlığının çarpıcı örnekleriyle doludur.7
Başvekil ismet
Paşa, Atatürk’ün 24 Eylül 1924’te Tokat’ta kaleme aldığı ve Başvekalete hitaben
yazdığı bu mektuba 4 gün sonra yanıt vermiş ve tespit edilen sorunların O’nun
isteği doğrultusunda çözüme kavuşturulduğunu açık bir dille ifade etmiştir. Söz
konusu mektubun yeni harflere çevrilmiş metni aşağıda verilmiştir:8
Reis-i Cumhur Gazi Mustafa Kemal Paşa Hazretlerine
C.26/27
Eylül 340. İmar Vekili’nin Samsun, Tokat ve Amasya havalisindeki teftişatı
esnasında vâki olan meşhûdâtı üzerine basit şekilde köylü haneleri inşaası
karargir olarak tarzı inşanın alakadar memurin-i mahalliye ile bi’1-istişare
tesbit ve Samsun mıntıka müdürü ile Amasya ve Tokat Valilerine ve İskan
Müdürlerine şifahen tebliğ edildiği ve lazım gelen havale ve nakdin de gönderildiği,
aczi görülen Tokat müdürünün azlolunarak yerine diğerinin tayin edilmiş
bulunduğu arz olunur. 28 Eylül 1340 9
Cumhurbaşkanı
Gazi Mustafa Kemal Atatürk ile Başbakan İsmet Paşa arasındaki bu karşılıklı
mektuplaşma, devlet kurumları arasındaki uyumu ve devlet adamı olmanın
gerektirdiği duyarlılığı ortaya koymak bakımından önemlidir. Atatürk döneminde
çok kısa bir zamanda büyük atılımların gerçekleştirilmiş olmasının
nedenlerinden birisi de bu olsa gerek.
1 Bkz.
Mehmet Önder, Atatürk’ün Yurt Gezileri, Ank.1975; N.Onat, Cumhurbaşkanı Mustafa
Kemal Paşa’nın Sonbahar Gezileri, İst. 1984.
2 Mustafa
Kemal Atatürk, Nutuk, Cilt:!, Ank.1989, s. 19.
3 Aynı eser,
Cilt:I, s.21.
4 Mektubun
orjinal metni için bkz. EK:1.
5 Cumhuriyet
Arş., Başbakanlık Özel Kalem Evrakı, K.No:40, D.No:237, B.No:17.
6 M.
Balcıoğlu, “Atatürk’te Devlet Adamlığı Duyarlılığı”, Atatürk Araştırma Merkezi
Dergisi, Cilt:XII, Sayr.35, s.595.
7 Bu konuda
bkz:Niyazi Ahmet Banoğlu, Nükte Fıkra ve Çizgilerle Atatürk, İst. 1955; Mazhar
Müfit Kansu, Erzurum’dan Ölümüne Kadar Atatürk’le Beraber, Cilt:I-II, Ankara
1966; F.Rıfkı Atay, Çankaya, İstanbul 1984.
8 Mektubun
orijinal metni için bkz. EK:2.
9 Aynı Arş.,
Aynı Yer, B.No.18.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder